CASUS DİNLEME 'ŞEY'LE BAŞLADI!

Son günlerin en popüler gündem konularından biri de ünlülerin hack'lenen iCloud hesapları ve basına sızan çıplak fotoğrafları. Peki insanların bu özel hayatı afişe etme merakını, isteğini doyuran teknolojiler nasıl oluştu, hangi noktaya ulaştı.

The Thing (Şey) ile, insanların ilk kez teknoloji yardımıyla dinlenmeye başlandığını biliyor muydunuz? Tabi büyük Roma İmparatoru zamanında yoktu böyle 'şey'ler ki Brütüs'ün kalleşliğinden haberdar olabilsin Sezar. Ya da Game of Thrones (Taht Oyunları) misali, her büyük yapının kendi Lord Varys'leri ve küçük örümcekleri, hatta Osmanlı İmparatorluğu'nda olduğu gibi jurnalcileri vardı bir zamanlar. Ki insan kaynaklı olan bu casusluklardan, pek de güvenilir 'veriler' almak mümkün olmayabiliyordu.



Ama ne zamanki teknoloji girdi işin içine, işte o zaman 'özel hayat' bambaşka bir boyut kazandı. Sonuçta aletler yalan söylemezdi, ya da çıkarlar için gerçekler çarpıtılamazdı.



Devletler, şirketler, eşler birbirlerinin peşine casus ya da dedektif takmayı bir kenara bıraktı artık. Herhangi bir bilgiye ulaşmak, bir telefon, bir bilgisayar kadar yakın ve rahat artık.

Bunu neden mi yazıyoruz? Son olarak iPhone 6'yı eleştiren FBI, iCloud olayının ardından Apple'ın güvenlik önlemlerinden yakındı ve bu önlemlerin suçlulara yardımcı olduğunu iddia etti. Zira artık FBI bile istediği herkesin telefonlarına, maillerine, resimlerine ulaşmakta zorluk çekmeye başladı.

Teknolojiyi hayatımızdan çıkaramayacağımıza göre biz de, bari casus dinleme tarihi hakkında sizi kısaca bilgilendirelim dedik. Tabi, bilgiye ulaşmak ile onu doğru kullanmak arasındaki farkın da her geçen gün nasıl ters orantıyla ilerlediğini de görebilirsiniz. Sonuçta, bir şey ne kadar 'gizleyse', elde etmek de yaymak da o kadar kolaylaştı artık!

1. Teknolojinin casus dinlemedeki ilk örneği 'The Thing'dir (Şey). 1941 yılında Leon Theremin'in geliştirdiği The Thing, 2. Dünya Savaşı'nda Sovyetler'in Amerika Birleşik Devletleri'ni dinlemesinde kullanılan ortam dinleme cihazıdır. Ahşap bir tabloya işli Great Seal of the United States (ABD Arması) içine yerleştirilen cihaz, 330 MHz'lik bir frekans ile ses dalgalarını iletiyordu.



2. Ve derken teknoloji ilerlemeye devam etti. İşin içine 'biyonik kulaklar' girmeye başladı. Yine radyo dalgları üzerinden dinleme yapılan bu cihazlarla, belli mesafeler için yapılan konuşmaları dinlemek mümkündü. Bir de gizli mikrofonlar vardı tabi, gizli dinlemeler için. Mesela Alman yapımı 'Başkalarının Hayatı' filmini izleyenler, bir dönem komşuları tarafından dinlendiklerini bile düşünürlerdi. Sonuçta biyonik kulaklar her yerde olabilirdi.


3. Sonra teknoloji yine gelişmeye devam ederken 'böcek'ler (Bug) girdi hayatımıza.


Daha çok telefon dinlemeleriyle haberdar olduğumuz böcekler, aslında James Bond filmlerinden de bildiğimiz üzere, ayakkabıdan kaleme, kol saatinden masa lambasına, rujdan saksıya kadar aklınıza gelecek her yere yerleştirilebilen ve yine radyo dalgaları ile çalışan 'görünmez' dinleme cihazları. 
 

Böcekleri özel kılan ise, on yıllardır her türlü casusluk işinde hala kullanılıyor olmaları.


4. Sonra casusluk işleri biraz daha büyüdü ve sadece ses dinlemelerinin yanına, gizli kameralar ile görüntü kayıtları da geldi. Artık hem ses, hem de görüntüler gizlice kaydedilip kullanılabiliyordu.


5. Ve nihayet bilgisayarlar günlük hayatın bir parçaya olmaya başlayınca, 'hack'leme diye bir kavram da girdi hayatımıza. Özel bilgilerin kayıtlı olduğu bilgisayarlardaki şifreleri çözenler, yani hack'leyenler, bu bilgilere zahmetsizce ulaşmaya başladı.



6. Ve tabi ki internet, birdenbire en büyük casusluk aracı haline geldi. Milyonlarca insanın aynı ağ üzerinden bağlandıkları internet, özel hayatı da, en büyük şantaj araçlarından biri haline getirdi. Artık büyük devlet, önemli şirket, ünlü isim falan olmanıza da gerek yoktu üstelik. Sıradan bir insana ait bir bilgisayarın bir kez internete bağlanmış olması, bilgisayardaki özel bilgiler ve fotoğrafların, uzmanlar (ki bunlara hacker diyoruz) tarafından çeşitli kodlarla çalınması için artık yeterliydi.


7. Hele bilgisayarlardaki web kameraları, uzun bir dönem en sıradan insanı bile 'izleniyor muyum' paranoyasına kaptırtacak kadar güçlü bir casusluk aracıydı. Ki bu paranoyaların, hem devletler hem de kurumlar bazında patlayan 'izleme ve dinleme' skandalları sayesinde boşuna olmadığını da görmüş olduk.


8. Ve son nokta akıllı telefonlar! Hem telefon, hem internet, hem de veri bankası! Bundan daha uygun bir takip yöntemi olabilir mi? Özel hayatımız, ilişkilerimiz, finansal kayıtlarımız, şifrelerimiz... Her şeyimizin içinde olduğu akıllı telefonlar da sonuçta, markaları ve GSM operatörleri ile tek elden internete bağlanan cihazlar. Artık hakkımızda bir şeyler öğrenmek isteyen ya da sırf 'pislik' yapmak isteyenin, telefonlarımıza bir yazılım yüklemesi her şeye yetiyor.


Akıllı telefonunuzla gaza gelip de, olmadık fotoğraflar çekmemeye, şifrelerinizi kaydetmemeye özen gösterin. Ünlü bir insan olmasanız da, hayatın nereede bu verileri karşınıza çıkartacağını bilemezsiniz sonuçta!