KLASİK TATLAR’DA, RESSAM YUSUF TAKTAK’IN MÜZİKAL RENKLERİ!
Yusuf Taktak’ın renkleri, figürleri ve anıları ile unutulmaz bir müzik yolculuğuna çıkmaya hazır olun.
Klasik Tatlar stüdyosuna ülkemiz ‘Çağdaş Resim Sanatı’nın öncülerinden ressam ve öğretim üyesi Yusuf Taktak konuk oluyor.
40 yıldır insan ve zaman ilişkisi üzerine eserler üreten sanatçı, çok sevdiği müziğe, resmindeki temel ögelerle bakıyor.
“Sergilerimin vazgeçilmez manifestosu üçgen, bisiklet ve dikilitaş benim biçimlerim ve mührümdür.” diyen Yusuf Taktak’ın renkleri, figürleri ve anıları ile unutulmaz bir müzik yolculuğuna çıkmak isterseniz, 10 Nisan Pazar saat 10.00’da Klasik Tatlar’a davetlisiniz…
Programın tekrarını saat 22.00’de dinleyebilirsiniz.
Borusan Klasik ve Karnaval uygulamalarında…
YUSUF TAKTAK KİMDİR?
http://www.yusuftaktak.com/
1951’de Afyon, Bolvadin’de doğdu. 1974’de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü’nden mezun oldu. Aynı yıl Salzburg Yaz Akademisi Prof. Mario Deluigu ile kolaj-resimler yaptı. Askerlik sonrası, 1976’nın sonları, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde ve Akademi’de öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. 1991’de ayrıldı.
Türkiye’de ve yurt dışı müzelerde eserleri bulunan sanatçı halen Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öğretim görevlisidir.
Kişisel Sergiler:
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Afyon, Bodrum, Düsseldorf’da çok sayıda kişisel sergi açmıştır.
Katıldığı Sergilerden seçilenler:
1977 Belgrat “Uluslararası Plastik Sanatlar Trienali”,
1977 Paris Galeri Larcade “Dört Ressam-Türkiye”,
1978 Ankara ve İzmir’de “Çağdaş İstanbul Resmi”,
1982 Tiran “Çağdaş Türk Resmi”,
1984 İstanbul “Öncü Türk Sanatından Bir Kesit”
1986 Ankara “1. Avrasya Bienali”
1991 Tokyo “Çağdaş Türk Resmi”
2003 İstanbul “Hayalet Çizgi” Küratör: Ali Akay, Levent Çalıkoğlu
2005 Kazakistan, Almaty “Türkiye’de Çağdaş Sanatlara Bir Bakış” Küratör: Ali Akay
Sanatçı Hakkında
Nusret Polat, Zamanlar İçinde, Mart 2012
“...Yusuf Taktak’ın resminin iki temel imgesi bize zamanın felsefi yapısına ilişkin bir takım ipuçları verir. ‘Bisiklet’ ve ‘Dikilitaş’ olan bu iki imge, insanın zamansallığının geçmiş ve gelecek olarak kendini görünür kılmasının temsili ifadeleri gibi durmaktadır. Bu imgeler, insanın kendi kendisini zaman içinde yaratmasının ve var olmasının güçlü arketipleridir. Bisiklet (geleceğe açılan) bir modernizmi temsil ederken, dikilitaş geçmiş zamanların şimdiki zamana sızan (tarihsel) izlerini yansıtmaktadır. Bu iki imge birbiriyle alakasız gibi görünse de aslında ‘zaman(lar) içinde’ ya da ‘zamanlar arasındaki’ varoluşumuzun sembolik ifadeleri olarak insan gerçekliğinin bütünsel yapısını açığa vurmaktadır. Bu noktada sanatçının son yıllarda yaptığı iki büyük sergisinin başlığını hatırlatmakta yarar var: 2003’de Akbank Sanat’ta yaptığı sergisinin adı Zamanlar Arası, 2012 yılında Kare Sanat Galerisi’nde yaptığı sergisinin başlığı da Zamanlar İçinde’dir...”
