Antre Gourmet’yi kurmadan önce Anadolu’yu dolaşarak yerel peynirlerimiz konusunda araştırmalar yapan, bilgileri derleyen ve kitaplaştıran iki Yemek Kültürü Araştırmacısı onlar aynı zamanda.

Dostlukları, merakları ve iş arkadaşlıkları bize çok güzel lezzetler ve kitaplar hediye eden, Anadolu’nun yerel lezzetlerini bizzat yerlerine giderek araştırmanın yanında, bize özgü lezzetleri dünya çapında tanıtmak konusundaki çabaları ve başarıları ile ilham veren bu iki kadın girişimci ve araştırmacı ile sohbet etmek benim için büyük keyifti. 

Size de keyifli dinlemeler dilerim.

Neler mi konuştuk?

Marka nedir? Nasıl oluşur? Ülkemizdeki aile şirketleri nasıl yaşatılır? Markaların ülkelerin ve dünyanın tarihi ile ilişkisi nedir? Bulundukları coğrafyanın kültürüne katkıları nelerdir? Yüzyıllık Markalar Derneği neler yapıyor? Nasıl üye olunur?

Bunlar elbette benim de çok sevdiğim ve ilgiyle takip ettiğim konular ama bu bölümde ilk kez sohbetimizi müzikle kapattık. Asude minicik bir kuple de olsa bize Türk musikisinden bir eser seslendirdi.

Keyifli dinlemeler dilerim.

Biz bu sohbette genellikle Sade ve Müşterek Düşünceler kitaplarından bahsettik. Sadeleşmek ne kadar ve nasıl olmalı? Herkes aynı şekilde mi sadeleşmeli? Sanıldığı gibi bütün alanlarda sadeleşmek gerekir mi? Defterler, yazmanın insana neler kattığı, alışkanlıkların önemi, sosyal medya kullanımı gibi birçok konu tatlı bir sohbete dönüştü.

Keyifli dinlemeler dilerim.

Keyifli dinlemeler dilerim. 

Sevgili Defne ile ailelerimiz aynı apartmanda yıllarca komşuluk yapmışlar. Bizim yıllar sonra aynı sektörde çalışmamız, benim profesyonel hayatımda çok önemli bir yeri olan Le Cordon Bleu Paris’te eğitim almış olmam ve onun da Le Cordon Bleu Türkiye Direktörü olması, hayatın tatlı tesadüflerinden oldu.
Bana zaman zaman yeme içme sektörüne ilgi duyanlarınız ya da halihazırda sektörde olanlarınız çeşitli sorular soruyorsunuz. Elimden geldiğince cevaplamaya çalışsam da her zaman yetişemeyebiliyorum.  Bu podcast bölümü o sorulara cevap olacaktır diye düşünüyorum.
Çok genç olup tutkusunun peşinden gitmek isteyenler, sektörde olup kendini geliştirmek isteyenler, emeklilik hayali restorancılık olanlar ya da profesyonel hayatına yeme içme sektörüne geçerek devam etmek isteyenler için faydalı ve ilgi çekici bir sohbet oldu.
Sevgili Defne, Türkiye’deki Le Cordon Bleu eğitimi hakkında bilgiler verdi, gastronomi eğitimi almak isterseniz nelere dikkat etmeniz gerektiğini detaylıca anlattı.
Tabii biraz da genel olarak yeme içme sektörünü ve geleceğini konuştuk.
Keyifli dinlemeler dilerim.

Sevgili Nüket ile yıllar önce Paris'te, ben Le Cordon Bleu Paris'teyken, o da başka bir eğitim alırken yollarımız kesişmişti ve arkadaşlığımız o yıllara dayanıyor. Kadere bakın ki; birlikte Paris sokaklarını gezerken, Nüket ünlü kozmetik mağazalarında saatlerini geçirmeye, ben de ünlü bir kitabevinin yemek kitapları bölümünde zaman geçirmeye bayılırdık. Şimdi ikimiz de o yıllarda tutkumuz olan sektörlerde aynı heyecanla çalışıyoruz.

Nüket Filiba'nın Türkiye'nin en köklü markalarından Rebul'ün gelişmesi ve büyümesi, Atelier Rebul'ün kurulması, Türkiye pazarındaki yeniliklere imza atılması, Rebul'ün uluslararası pazara açılmasındaki rolü büyüktür. Sohbetimizde uzun uzun Rebul'ün tarihi, markanın günümüze gelirken nasıl aşamalardan geçtiği, kozmetik sektörü ve sürdürülebilirlik konularında konuştuk.

Sevgili Murat Güllü, esprili kişiliği, işine verdiği önem, gençliğine rağmen yıllanmış bir markayı taşımaktaki mahareti ve özeni ile çok saygı duyduğum bir isim. İkimizin ortak yönü de tarihi yüzyıllara dayanan köklü markaların mirasını koruyarak geleceğe taşımak olunca sohbet aktı gitti.

Baklavanın ve Karaköy Güllüoğlu'nun tarihi, Türkiye'de aile şirketlerinin yaşatılması, İstanbul lezzet hafızası, Sütlü Nuriye'nin ortaya çıkış hikayesi gibi birçok konuyu konuştuk, karşılıklı deneyimlerimizi paylaştık.  

Keyifli dinlemeler dilerim.

Bu bölümde konuğum, Saint Benoit Lisesinden dönem arkadaşım, Kısmet by Milka markasının kurucusu Sevgili Milka Karaaağaçlı…

14 yıllık son derece başarılı profesyonel hayatını kendi tutkusunun peşinden giderek bırakan, yepyeni ve dünya çapında ünlü bir markayı hayata geçiren Milka Karaağaçlı, bir markayı sıfırdan hayata geçirmenin aşamalarını, bu yolda yaşadıklarını ve tecrübelerini bizimle paylaştı.

Çocukluğunda takılara düşkünlüğünü keşfeden Milka ile nasıl yeni bir pazar yarattığını, heyecanlarının peşinden gitmesini, profesyonel hayattaki deneyimlerini yeni işinde başarılı bir şekilde değerlendirerek markası Kısmet by Milka’yı mücevher endüstrisine yön veren bir marka haline getirmesini, Aşk-ı Memnu dizisi ile Türkiye’de başlayan bilinirliğinden sonra Madonna'dan Naomi Watts'a, Britney Spears'dan Anne Hathaway'e dünyaca ünlü isimlerin tercihi olan tasarımlarını konuştuk.

Yaratıcılığa, yeniliğe, keşfetmeye, mutluluğa, yaşam hedeflerine ulaşmaya dair çok güzel bir sohbet ettik. Hepinize keyifli dinlemeler dilerim.