BENGİSU ÖNAL'IN 'ÖLÜMÜNE' DEĞİŞİMİ!
Karnaval'a konuk olan Bengisu'nun zayıflama hikayesinin altından bir yaşam savaşı çıktı!
Karnaval.com / Melda Şeyhanoğulları
Bengisu Önal ismini hatırladınız mı? Yüzünden gülümsemesi eksik olmayan, pırıl pırıl ve oldukça yetenekli bu genç kadın, geçtiğimiz yıl gazete sayfalarında haber, sosyal medyada yaşadıklarıyla gündem olmuştu.
'Dünyanın Öteki Ucuna' şarkısının klibinde, arkasındaki dansçılarla birebir aynı hareketleri yapıp dans ederek şarkısını söyleyen 'şişman' kız, bazı müzik kanalları tarafından reddedilmişti! Bengisu ise "Türkiye’nin şişman ve dans eden bir şarkıcı görmek istemediği" gerçeğini bizzat kendisi dile getirmiş ve bu duruma kafa tutmuştu. "Neysem oyum, kilolarım kalitemden bir şey eksiltmiyor" diyen Bengisu, hâlâ sözlerinin arkasında duruyor ve 'kabullenilmiş kalıpların' dışındaki tavırlarıyla netliğini koruyor.Yeteneği ile dünyanın en prestijli müzik okullarından Berklee’de burslu eğitim gören bu genç kadın, müzisyen arkadaşlarıyla birlikte Karnaval stüdyoyolarında konuğumuz oldu. Kendisini görünce ilk başta biz de tanıyamadık. O kadar farklı görünüyordu ki... Verdiği kilolar, hafızamızda yer eden upuzun ve dağınık saçlarının artık olmaması... Ama değişmeyen şeyler de var tabi; gülüşü ve sesi bunların başında geliyor.
Saygısızlık Yapanlar Artık Veto Yiyecek!
Bengisu'ya yeni klip ya da albüm hazırlığı olup olmadığını sorduk, o da "önümüzdeki kış için bir hazırlık var" diyerek merakımızı arttırdı. Ve tabi ki, 'şişman kadın yayınlamayan bazı müzik kanallarının, bundan sonraki safhalarda yapacağı işleri, yaptıkları saygısızlık nedeniyle artık kesinlikle yayınlayamayacaklarını' ekledi.
'Tecavüz Yüz Kızartıcı Değil de, Kilolu Olmak mı Utandırıcı?'
Genç sanatçı, Özgecan Aslan cinayetini hatırlatarak, yüzlerce farklı kadının başına gelenlerin önemine vurgu yaptı ve bir ülkede 'tecavüz' gibi bir suç bile insanların yüzünü kızartamıyorken, özellikle kadınların kilosu ve görüntüsü üzerinden yapılan polemiklerin gereksizliğine ve kadınların da bunları dert etmemesi gerektiğine vurgu yaptı. İnsanların nasıl göründüğünün değil, öğretilmiş değerlerin dışında 'ne' olduklarının, neler yapabildiklerinin önemli olduğunu vurguluyordu Bengisu.
Bengisu, zayıflamasında ve geçirdiği değişimde, yaşadığı o kötü deneyimin etkisi var mı diye sorular aldığını, oysa bunların 'umurunda olmadığını, sağlık sorunları nedeniyle böyle bir karar aldığını' söylüyor.
Durum böyle olunca biz de sormadan edemedik: Nasıl karar verdin kilo vermeye, ne yaptın da böyle tanınmayacak kadar değiştin, hayatında neleri etkiledi bu durum diye peş peşe soruları sıralarken, aklımızda Işın Karaca ya da Pelin Öztekin gibi mutlu mesut ve sağlıklı bir zayıflama hikayesi vardı.
Oysa Bengisu'nun ameliyat sürecini ve sonrasında başına gelenleri öğrenince yaşadığı için çok şanslı olduğunu söylemek ve geçmiş olsun dilemek dışında ne diyeceğimizi şaşırdık biz de...
Ölümün Kıyısında
Neler mi yaşadı peki Bengisu? Uzun bir sohbet oldu Bengisu Önal ile aslında. Verdiği detayların tümünü sığdıramıyoruz buraya. Ama yine de Bengisu Önal'ın dört aylık hastane ve yatak sürecini ve doktorunun kendisine nasıl "ölebilirsin" dediğini anlatan sözlerini mümkün olduğunca doğrudan vermek en iyisi.
İşte kendi anlatımıyla Bengisu'nun yaşadıkları...
"Annem 18 yıldır şeker hastası, babaannem ve dedemde de şeker hastalığı var, baba tarafımda kalp rahatsızlığı ve tansiyon var. Yıllardır diyetisyene giderdim. Her ay 8-9 kilo verip, kısa sürede o kiloları geri alırdım. Yemeyi seviyorum ve yemek kültürlerine karşı ilgim çok büyük. Ancak son gittiğimde doktorum beni kilolarım konusunda uyardı ve sağlık nedenleriyle ilgili tartışarak bu ameliyata karar verdik. Ameliyata girdiğimde 120 kilo olmuştum. Sonrasında ise 48 kilo verdim.
Hastaneye 9 Ağustos'ta yattım ve başına gelen aksilikler nedeniyle 9 Ekim'de taburcu oldum. Geçirdiğim mide operasyonunda, stapler aletiyle yapılan dikiş sırasında, alet bir yerde takılıyor ve bir dikiş atılmıyor. O sırada bunun farkına kimse varmıyor. Ameliyattan çıktıktan sonra 4-5 gün çok iyiydim ve keyfim yerindeydi. Her şey çok iyi gidiyordu. Ama bir gece yatarken, belimde bir sancıyla 'beni öldürün' diye bağırmaya başladım. Hemen kontroller yapıldı ve fark edildi ki, dikişlerden biri atlanmış ve yemek borusu ile mide arasında bir delik var. O4-5 gün boyunca içtiğim her şey doğrudan vücuduma karışmış. Karın boşluğum, hatta yumurtalıklarıma varanda kadar vücudumda toplamda 3 litreye yakın zehirli sıvı birikmiş.
"Bunlar Neden Benim Başıma Geliyor?"
Yeniden bir operasyona alındım ve önce bir clips atıldı. Kaburgamın altından ve rahmimden delik açılarak iki torba takıldı önce. Ancak o clips de tutmayınca, bu kez yemek borumdan midemin sonuna kadar bir metal stent taktılar. Vücudumda bir metal stentle yaşamaya başladım. 3 hafta kalan stent çıkarıldı, ama o delik yine kapanmamıştı. Ve hâlâ tedavim devam ediyor. Sol yanımda hâlâ dikişler var. Ama hastane ile birlikte toplamda dört ay yattıktan sonra, artık bir şeyler yapmalıyım dedim. Spor da yapıyorum şimdi, toparlıyorum kendimi.
Bu arada hastanedeyken. televizyonda Işın Karaca'yı görüyorum mesela, her şey yolunda. Bu ameliyatı olan başka insanları da tanıyorum ve kısa sürede kendilerini toparlıyorlar. Allah'ım diyorum, bunlar neden benim başıma geliyor. Sonra da diyorum ki, demek ki yaşanmalıymış bunlar. İyi düşünmek zorundasın, yoksa o hastane yatağında çıldırırsın. Ki iyi şeyler de oluyor tabi. Ailem ile ilişkim çok içe içe değildi mesela, bu ameliyat sonrasında sıkıca kenetlendik birbirimize. Bazı şeylerin değeri daha iyi anlaşılıyor böyle durumlarda."
İşte böyle, sağlık sorunları nedeniyle karar verilen bu ameliyat, Bengisu için bir ölüm - kalım savaşına, aksilikler zincirine dönüşmüş maalesef. Dikiş hatasının fark edilmesinin ardından yeni operasyon başlayınca, doktorunun bir sabah gelip "Bengisu ölebilirsin. Açık açık söylüyorum. Seni kaybedebilirim. Hatta bu gün bile son günün olabilir" dediğini anlatıyor Bengisu. Gözleri dolan Bengisu'yu tekrar o güne döndürdüğümüz için üzülüyoruz biz de.
O samimi ve buruk gülümsemesi ile "21 yaşında bir insan ölebilirim diye yaşamaz, bunu aklına getirmez" derken, Bengisu'nun nasıl bir savaşın içinden çıktığını daha iyi anlıyor insan. Neyse ki bitmek üzere onun için bu kötü günler.
Sıfırdan Bir Hayat
Ve şu anda kendisini tanıyamayanlara, geçirdiği değişime şaşıranlara gülümsüyor. 'Sıfırdan bir başlangıç' yapıyor hayata. Sahne çalışmalarına, yeni halinin yeni fotoğraflarıyla başlayacak mesela. Ve söylemeden olmaz, kendi deyimiyle 22 yıldır kendisini 'kiloları' nedeniyle sıkıştırmaya çalışanlardan keyifli bir intikam alıyor tanınmadıkça.
Son olarak ise, tüm bu yaşadıklarının sesini, şarkı söyleyişini etkileyip etkilemediğini sorduk Bengisu'ya. 'Özellikle vücudunda biriken zehirli sıvılar nedeniyle o süreçte diyaframının felç olma riski olduğunu, neyse ki bunu atlattığını' söyledi. Yeniden söylemeye, diyaframını ve ses tellerini eski gücüne kavuşturmak için çalışmaya başladığını anlattı.
Zaten önümüzdeki hafta vizyona girecek olan Kocan Kadar Konuş filminin müziklerinde duyacağınız ses onunki olacak. Reklam seslendirmelerine de yeniden başlamış Bengisu.
Bu arada, fırsatımız varken dinledik kendisini ve sesinin de, yorumunun da en az eskisi kadar iyi olduğunu söylemeden geçmek olmaz.
Tüm bu yaşananlar nedeniyle ara vermek zorunda kaldığı Berklee’ye geri dönüyor Bengisu, Mayıs ayında. Okulunu bitirince de Türkiye'ye dönecek yine.
Bundan sonra hayat karşısına nasıl sürprizler çıkaracak bilinmez ama, yeteneğinin onu iyi yerlere taşıyacağı kesin.