BEDO
FATİH KISAPARMAK
Ranzaya uzanınca gözyaşı ıslanırdı
Bedo düzgün adamdı herkez sever tanırdı
Ranzaya uzanınca gözyaşı ıslanırdı
Aldılar bir şafak götürdüler gölgesiz
Sonkez arkasına baktı öle garip çaresiz
Gizlice ağlıyordu öyle garip çaresiz
Aldılar bir şafak götürdüler gölgesiz
Dıloy dıloy dıloy gadaların canıma
Öyle mağrur bir duruşu vardı
Ondan ölüm bile utanıyordu
Öyle mağrur bir bakışı vardı
Ondan ölüm bile utanıyordu
Ürperiyordu saklanıyordu
Kısacık hayatında bir gün olsun gülmedi
Binlerce oğlu doğdu
Yaşıyor bedom ölmedi
Binlerce kızı doğdu
Benim bedom ölmedi
Ölmedi o
Kanımızın her damlasına ve her hücresine
Beynimizin adını yazdık
Şimdi öksüz bir segahtan kan siziyor vay beni
Yoksulluğun gözü çıksın Bedo
Kötülerin dünyası bu
Ölüm dediğin zavallı bir böcek
Toprağa her gömdüğümüz bir annenin kalbidir
Ve bir ozanın ağlayışı ağlayışın şiiridir
Karpuz ve erik mevsimi şahidim olsun
Yanmazsa insanlar türkü yakılmaz Bedo
Daha gençiz
Tertemiz bir gömlek giyer gibi
Kimbilir ne türküler söyleyeceğiz
Oy yaralı aslan
Oy heval
Şark çıbanlım
Kurşun neyler türküye Bedo
Bir gül ölse bile kokusu kalır
Havar havar
Şimdi öyle zavallı
Öyle garip ve sefil
Elleriyle bahçeye
Diktiği o karanfil
Sazı silahıydı
İndirmedik duvardan
Belki hoyrat söylüyor
Dönülmeyen diyardan
Dıloy dıloy dıloy gadaların canıma
Ardından bir değil binler yanıyor
Dillerde türküsü dalgalanıyor
Dalgalanıyor dalgalanıyor
Şu kısacık hayatında bir gün olsun gülmedi
Binlerce oğlu doğdu
Yaşıyor bedom ölmedi
Kısacık hayatında bir gün olsun gülmedi
Binlerce kızı doğdu
Benim bedom ölmedi
Ayrılık bir soğuk geceymiş Bedo
Varsın olsun
Zemheriye alışkınız amcaoğul
Hatice'yi hatırlarsın seni nasıl sevmişti
Sen diclenin oğlu bedosun
Bütün duyguların ağır sevdalı
Öfken de sevdan da Erciyes kadar
Belki suyun sert akar ama gül yaprağıdır yüreğin
Beni hiç sorma
Öksüzüm her anneler günü
Eve dönmeyen her babayla yetim
Ve bir sazın gözyaşıdır memleketim
Oy sebep
Işkın kokulum kenger kokulum
O tertemiz alnından
Alnından öpüyorum.