SANATÇI
KENAN DOĞULU
ALBÜM
DEMEDİ DEME
BOĞAZİÇİ
KENAN DOĞULU
İndirime girmiş eşyalar kadar sezonluk iklime bağlı
İndirgenmiş cezalar kadar suçlu bi o kadar güçlü imiş
Şimdi bugünse aşk dedi bir gün birisi
Boş bulundum
Yine omzumdan burkuldum..!
Bakıştık tanıştık yattık daha ilk gece
Namussuzluk ettik yetirmedik ağladık olmadı
Güne dönmeye çalıştık olmadı gitti
Kara bir tren gibi sessizce terk ettik yine aynı garı
Mutluluk fonda kaldı
Karlı meteorlu korkulu bir dekor yarattık yok
Saat farkımız çok
Umduğumdan daha da çok
Çok
Orası İstanbul'a uzak kaldı
Gerçi İstanbul da kozmopolit depresif yaşama sevinçliği yorgun ve tarih sahibi
Ama yetmedi burda kalmasına yetmedi İstanbul
İstanbul ilk defa mağlup ayrıldı kendi sınırlarında aşktan
Aşk şehri Paris'miş bir kez daha kanıtlandı
O ırak diyarlara çok büyük elçilik talihlere cevher
Astığı astık kestiği kestik dediği dedik baskın kadın
Ayrılığa ağlardı peki ne oldu ki
Ben ırak diyarlara büyük idealist
Tahminlere büyük mücevher
Yandığı yandık kestiği kestik dediği dedik gurur adam
Ayrı kaldık ayrılık aldık ayrılık verdik apayrı iki insandık apaçık ortada kaldık
Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde
yalan bir aşk yaşarmış Boğaziçi'nde
Ben hiç bir şeyi bilemez oldum
Aramak ister arayamaz oldum
Aşktan ölür midesi kazınır dilim ekmeye öz suyunu kurutur oldum
O belli ki verdiği kararın arkasında durmayı bilen o
Belki zorlanan ama iyi bilen ama neyi bilen
Boşa seviştik boşa savaştık boşa kürek çektik yanıldık hııı yine yanıldık
Çoku bölüştük yoka dönüştük ayrıldık daha ilk gece
Elimize ne geçti Mona Liza'nın üzgün tarafı
Elimize ne geçti Mona Liza'nın mutlu tarafı
Peki elimize ne geçti ağlarken gülmeyi becerebilen bir Palyaço maskesi
Peki elimize ne geçti kırık dökük anılar vongog sarı Çiçeklerini bile çizmemişki elimize ne geçti
Elimize sadece yok geçti
Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde yalan bir aşk yaşarmış Boğaziçi'nde
Öyle büyük ki ağrım horon tepseler ağlıyorum
İnan ki elimi kolumu zincirledim
İnan ki sustuklarımı sen izin vermedin diye boğazımda cümleledim
Artık telefon beklemiyorum
Artık telefon etmiyorum
Çünkü biz artık olduk tabakta kaldık günah olduk yazık olduk
Biz senle biz senle iki ayrı olduk
Ben seni susacak kadar ben sana susayacak kadar
Ben seni beni susduracak kadar sevdim
Öyle büyük ceza ki bu ikimize iyiliğimiz için kestiğim
Artık Afrika'dakiler yaşar biz ölürüz
Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde
Yalan bir aşk yaşarmış
Boğaziçi'nde
Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde
Yalan bir aşk yaşarmış
Boğaziçi'nde
İndirgenmiş cezalar kadar suçlu bi o kadar güçlü imiş
Şimdi bugünse aşk dedi bir gün birisi
Boş bulundum
Yine omzumdan burkuldum..!
Bakıştık tanıştık yattık daha ilk gece
Namussuzluk ettik yetirmedik ağladık olmadı
Güne dönmeye çalıştık olmadı gitti
Kara bir tren gibi sessizce terk ettik yine aynı garı
Mutluluk fonda kaldı
Karlı meteorlu korkulu bir dekor yarattık yok
Saat farkımız çok
Umduğumdan daha da çok
Çok
Orası İstanbul'a uzak kaldı
Gerçi İstanbul da kozmopolit depresif yaşama sevinçliği yorgun ve tarih sahibi
Ama yetmedi burda kalmasına yetmedi İstanbul
İstanbul ilk defa mağlup ayrıldı kendi sınırlarında aşktan
Aşk şehri Paris'miş bir kez daha kanıtlandı
O ırak diyarlara çok büyük elçilik talihlere cevher
Astığı astık kestiği kestik dediği dedik baskın kadın
Ayrılığa ağlardı peki ne oldu ki
Ben ırak diyarlara büyük idealist
Tahminlere büyük mücevher
Yandığı yandık kestiği kestik dediği dedik gurur adam
Ayrı kaldık ayrılık aldık ayrılık verdik apayrı iki insandık apaçık ortada kaldık
Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde
yalan bir aşk yaşarmış Boğaziçi'nde
Ben hiç bir şeyi bilemez oldum
Aramak ister arayamaz oldum
Aşktan ölür midesi kazınır dilim ekmeye öz suyunu kurutur oldum
O belli ki verdiği kararın arkasında durmayı bilen o
Belki zorlanan ama iyi bilen ama neyi bilen
Boşa seviştik boşa savaştık boşa kürek çektik yanıldık hııı yine yanıldık
Çoku bölüştük yoka dönüştük ayrıldık daha ilk gece
Elimize ne geçti Mona Liza'nın üzgün tarafı
Elimize ne geçti Mona Liza'nın mutlu tarafı
Peki elimize ne geçti ağlarken gülmeyi becerebilen bir Palyaço maskesi
Peki elimize ne geçti kırık dökük anılar vongog sarı Çiçeklerini bile çizmemişki elimize ne geçti
Elimize sadece yok geçti
Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde yalan bir aşk yaşarmış Boğaziçi'nde
Öyle büyük ki ağrım horon tepseler ağlıyorum
İnan ki elimi kolumu zincirledim
İnan ki sustuklarımı sen izin vermedin diye boğazımda cümleledim
Artık telefon beklemiyorum
Artık telefon etmiyorum
Çünkü biz artık olduk tabakta kaldık günah olduk yazık olduk
Biz senle biz senle iki ayrı olduk
Ben seni susacak kadar ben sana susayacak kadar
Ben seni beni susduracak kadar sevdim
Öyle büyük ceza ki bu ikimize iyiliğimiz için kestiğim
Artık Afrika'dakiler yaşar biz ölürüz
Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde
Yalan bir aşk yaşarmış
Boğaziçi'nde
Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde
Yalan bir aşk yaşarmış
Boğaziçi'nde