Biraz bekleteceğiz...Bilgilerini kontrol ediyoruz.
icon_player_arrow_down

Radyo dinlemek için
ADBLOCK
eklentisini kapatıp sayfayı yenilemen gerekiyor.

TAMAM
icon_player_favorite ŞARKIYI FAVORİLERİNE EKLEMEK İÇİN ÜYE GİRİŞİ YAP.
icon_player_volume icon_player_mute

saniye sonra kapanacak.

CANLI RADYO

VİKTOR LAZLO / 4 ARALIK

Aşk şarkılarının efsane sesi Viktor Lazlo, Billie Holiday Müzikali'nin dünya turnesi kapsamında İstanbul'da!



Yumuşak sesi ve geceye yakışan şarkılarıyla 80’ler boyunca latin lezzetinde ve caz kokan şarkıları ile Avrupa’nın en ünlü şarkıcılarından biri olmayı başaran Viktor Lazlo, 4  Aralık gecesi yepyeni projesi Billie Holiday Müzikali ile hayranlarıyla Cemal Reşit Rey'de buluşuyor.
 
Son stüdyo albümü “Begin the Beguine” ile sıcacık aşk kokan şarkılara imza atan Viktor Lazlo ilk romanı “La Femme Qui Pleure” ile Fransa'da büyük sükse yaparken, bir moda ikonu olarak gösterilmeye devam ediyor. Viktor Lazlo kendi sesi ve kendi tavrıyla 20. Yüzyılın en büyük şarkıcılarından biri Billie Holiday'in 20 güzel şarkısını yorumluyor.

Cenk Erdem Röportajı:
Artie Shaw ve Duke Ellington gibi ünlü bestecilerin blues şarkılarıyla sesi unutulmazlar arasında yer alan caz efsanesi Billie Holiday, 4 Aralık’ta Viktor Lazlo ile sahnede yeniden hayat buluyor olacak. “My Name is Billie Holiday” adında bir de roman yazan Lazlo, İstanbul izleyicisi ile sağlam bir ilişki kurduğuna da inanıyor. Lazlo ile Billie Holiday’in onun için neler ifade ettiğini, son romanını, Holiday müzikalini ve İstanbul’u konuştuk.
 
*Efsanevi Billie Holiday’in yaklaşık 20 güzel şarkısını söylediğiniz bir müzikalle karşımıza çıkıyorsunuz, Holiday’in sanatçı ifadenizdeki etkisini nasıl tarif edersiniz?
 
Billie Holiday'in sesi gençlik yıllarımdan beri beni çok etkilemiştir ki gösterimizin de ilk cümlesi bu oluyor! Konserlerimde de mümkün olduğu kadar onun yorumundan uzak durarak birkaç şarkısını hep söylemişimdir. Zaten "Good Morning Heartache" şarkısının rock versiyonu da böyle çıktı!
 
Ona sanki beni yakacakmış gibi fazla yaklaşmaya da korktum… Çünkü kuvvetli bir tarafımda olduğu kadar hassas bir yanımda da ondan bir parça olduğunu düşünüyorum. Kendim gibi şarkı söyleyebilmeyi de ondan öğrendiğim için teşekkür borçluyum ama üzerimdeki etkisi sanatçı ifademden çok özel hayatımda oldu da diyebilirim.
 
*Ayrıca “Benim adım Billie Holiday” ismindeki albümünüzle birlikte aynı isim de bir de roman yayınladınız; peki yazar kimliğinizle romanınızı nasıl tarif edersiniz?
 
"Benim adım Billie Holiday", Billie Holiday’i gerçek hayatta da yaşadığı iki önemli dönemle anlatan ve ona hikayenin kahramanı olarak yer veren bir kurgu; hikayesi de 1954 yılında ve ölümünden bir yıldan bile az bir süre öncesinde 1958 yılında Londra’da kaldığı dönemlere gidiyor.
 
Onun hakkında söylemek istediğim çok daha fazlasıydı, sesi konuştuğunda nasıldı, hareketleri nasıldı, hassas bir erkeği nasıl etkilerdi, nasıl düşler kurardı… Ama daha da önemlisi, onu gerçekten seven bir erkek karakter yaratmak da istedim, çünkü gerçek hayatta onun sevdikleri hep onu kullanmak istemişlerdi.
 
* İlk romanınız ”La Femme Qui Pleure” (Ağlayan Kadın) kendini psikiyatri kliniğinde bulan bir kadının öyküsünü anlatan oldukça karanlık bir romandı, karanlık öyküleri seviyor musunuz?
 
"La Femme Qui Pleure" karanlık bir romandı çünkü anlattığı çok tehlikeli bir konuydu! Bebek öldürme ağır bir mesele ve bir anneyi neler böyle bir trajediye itebilir göstermek istedim.
Karanlık hikayelere öyle özel bir ilgim yok ama insan davranışlarıyla ilgili, yüzyılımızda kadının aldığı yol ve toplumlardaki her türlüğü zorluklara rağmen kazandıkları özgürlüklerle ilgili hikayeler ilgimi çekiyor ve erkeklere hak görülen her ne varsa kazanabilmek için kadınlar hala mücadele etmek zorundalar.
 
*Eric Emmanuel Schmitt’in sahnelediği müzikalinizde sahnede dört caz müzisyeni eşlik ediyor; gösterinizde Holiday’in sahne kimliği dışında kişiliği ile ilgili ipuçları da var mı?
 
Evet, zaten gösteri tamamen Billie Holiday hakkında, neler yaşadı, acıları, keyifleri ve kendi mizah anlayışıyla olaylara bakışı ve yine kendi hayatındaki trajedilere alaycı bir tavırla uzaktan bakışı üzerine. Otobiyografisini okuduktan sonra kısa bir senaryo yazmıştım ve bana kederli bir hikayeyi mizah diliyle nasıl anlatabileceğim hakkında da çok iyi fikir verdi.
 
*Müzikalinizde Billie Holiday ile meşhur “Georgia on my mind” şarkısı ile sanal bir düet gerçekleştiriyorsunuz; sahnede sanal da olsa ona eşlik ediyor olmak neler hissettiriyor?
 
Sanal düet modern zaman teknolojisinin bir armağanı. Benim için gerçekleşen bir düş gibi. Her söyleyişimde de ürperiyorum.
 
*Peki gösteriniz için şarkıları nasıl seçtiniz?
 
250 şarkı arasından 23 şarkı seçmek kolay olmadı! İyi bilinen şarkılarının arasından farklı tempolarda hikayeyi de anlatmama yardımcı olacak şarkılara ihtiyacım vardı…
Bir koca yazımı aldı. Ama seçtiklerimle izleyiciyi benimle birlikte Billie Holiday'in hikayesine çekebilmek istedim.
 
*Meşhur Le Monde, Billie Holiday şarkılarını kendi tavrınızla söyleyişinizi övmüş, peki sizce Holiday ile sahnede ortak yönleriniz neler?
 
Sahnede ortak yönlerimiz neler olabilir bunu söylemek benim için güç, ama biliyorum ki şarkı söylerken tüm kalbimle şarkının ruhunun derinliklerine dalıyorum ve büyük ihtimalle Holiday de bu şekilde söyleyişiyle ünlüydü…
 
*Bir şarkıcı, aktris ve yazar olarak ajandanızda sırada neler var?
 
Üçüncü romanım yolda ve 2015 Sonbahar dönemi için de yepyeni bir gösteri düşünüyorum.
 
*Gösterinizle 4 Aralık tarihinde Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda İstanbul’da sahnedesiniz; izleyicilerinize İstanbul’u nasıl tarif edersiniz?
 
İstanbul’a gelmekten çok heyecan duyuyorum! Bana öyle geliyor ki doğru ekiplerle çalışarak dinleyici ile sağlam bir ilişkimiz de oldu. Türkiye’deki dinleyici ülkenizde olmaktan ve sizlere şarkı söylemekten ne kadar mutlu olduğumu da biliyor. Benim için manevi değeri yüksek bir randevu gibi… Hiçbir şekilde kaçırmam mümkün değil…

Benzer Haberler

icon_close
icon_close
Karnaval.com'u hangi dilde görmeyi istersin?
Hangi ülkenin eğlence ve yaşam haberlerini takip etmeyi tercih edersin?